Emektar Iowa sınıfı gemilerin her biri eşsiz ve uzun hizmet süreleri boyunca sayısız olaya şahitlik etmiştir. Savaşlar, uçaksavar görevleri, kıyı bombardımanı görevleri, kamikaze saldırıları... Lakin BB-61 USS Iowa'nın başından geçen ilginç bir olay, özellikle dikkate değer.
Yıl 1943, savaşın sonucu iyi kötü belli olmaya başlamıştır. Big 3 diye anılan üçlü, yani Başkan Franklin D. Roosevelt, Winston Churchill ve Stalin, Tahran konferansında buluşarak savaş sonrası dünya düzeni ile ilgili meseleleri konuşacaktır.
Sonuçta Başkan Franklin D. Roosevelt'i Tahran Konferansına götürme şerefi USS Iowa'ya verilir. Bu bir tesadüf değil, her ne kadar ağır işleri artık uçak gemileri yapmaya başladıysa da, hala battleshipler mağrur duruşlarıyla bir ülkenin gücünün simgesidir. Pasifik Cephesinde Japonları asıl bozguna uğratanın uçak gemileri olmasına rağmen, ABD'nin Japonya ile yaptığı anlaşmayı yine Iowa Sınıfı bir battleship olan Missouri'nin güvertesinde imzalaması tesadüf değil. Dev gövdesi, tamamı dimdik havaya kalkmış olan büyük silahları ile Missouri bir uçak gemisinden çok daha çarpıcı bir simgeydi.
Gelelim olaya. Başkan Roosevelt, USS Iowa'nın kendisi için özel dizayn edilmiş kamarasında seyahatine devam etmektedir. Başkanın donanmaya olan düşkünlüğünü bilen Amiral Ernest Joseph King, Iowa ve refakatindeki destroyerlere tatbikat emri verir. Başkanın bu aksiyonu seveceği düşünülmüştür.
İlk etap sıradan bir uçaksavar talimidir. Iowa'dan balonlar bırakılır ve çok kısa zamanda hepsi uçaksavarlar tarafından vurularak imha edilir.
İkinci etapta refakat destroyerlerinin torpido hedef talimi yapması planlanmıştır. Dolayısıyla 270 metre uzunluğundaki gövdesi ile Iowa hedef olarak seçilir.
William D. Porter Destroyeri hemen atış pozisyonu alır ve sırayla emirler duyulur.. "Birinci torpido kovanı, ateş!".. Hemen mürettebat gerçek bir savaşta hedefe ateş edercesine kovanları Iowa'ya nişanlar fakat elbette ateş düğmesine basılmaz.
Buraya kadar her şey normaldir. Derken ikinci emir duyulur "İkinci torpido kovanı, ateş!". Bu emrinin hemen ardından kovandaki torpido o meşhur ıslık sesini çıkartarak kovandan fırlar ve Iowa'ya doğru yol almaya başlar.
Destroyerin üzeri kıyamet yerine dönmüştür. Islık çalarak suya dalan torpido birazdan hiçbir şeyden habersiz güvertede tatbikatı izleyen başkanın bulunduğu Iowa zırhlısını vuracaktır... Hemen ışıklı mesajlarla destroyer'den Iowa'ya uyarı sinyalleri gönderilir ve gemi gelen tehlikeye karşı uyarılır. Uzun süre mesajın içeriğini anlayamayan Iowa mürettebatı hidroakustik bölümünden gelen uyarı ile sarsılır, "Sancakta torpido, bu bir tatbikat değildir.".
Başkan hala ilgiyle tatbikatı takip ettiği sırada gemiden sirenler yükselir. Dev gemi sancak tarafına doğru hızla dönmeye başlar. Gemideki tüm uçaksavar silahları yaklaşan torpidoyu vurabilme umuduyla suya ateş etmektedir. Lakin Iowa bir torpidodan çok rahat sıyrılabilecek kadar kıvrak bir gemidir ve torpido onu ıskalayıp yüzlerce metre gerisinde patlar. Herhalde destroyer mürettebatının ve kaptanının nasıl bir oh çektiklerini hayal edebiliriz bu noktada.
Ne var ki hesap henüz bitmemiştir! Geminin kaptanı dönüşte dikkatsizliği nedeniyle ağır bir fırça yer. Bu bittikten hemen sonra ise aşırı avantajlı bir taktiksel konumda olmasına rağmen 270 metrelik Iowa'yı vuramadığı için ayrıca fırçalanır. Bilinen kadarıyla Başkan Roosevelt gemi mürettebatının ağır şekilde cezalandırılmaması için bizzat ricacı olmuştur.
15 Ekim 2016 Cumartesi
15 Ağustos 2016 Pazartesi
Devleri Karşılaştıralım
Tarih üzerine se sa yorumları yaparken ortaya objektif ve somut çıkarımlar koymak oldukça zordur. Yine de insan kendini alternatifler üzerinde düşünmekten alıkoyamaz. Ben de bugün, İkinci Dünya Savaşı'nın oynanmamış kozları diyebileceğimiz battleship/zırhlı gemilerin olası karşılaşmalarının nasıl sonuçlanabileceği üzerine yazmak istedim.
(Altta Iowa’nın ana taretlerinden biri. )
Yamato, Iowa ve Bismarck üzerinden bir vs yazısı olacak kısaca. Herhalde donanma tarihi ve donanma topçuluğu ile ilgili her insan bu olası karşılaşmalar üzerine düşünmüştür. Biliyoruz ki bir ülkenin askeri gücünü temsil eden zırhlılar savaşta riske etmesi zor kozlardı. Kayıpları önemli politik sonuçlar doğurabilir ve moral kaybına sebep olabilirdi. Bu nedenle zırhlıların önemli operasyonların ikinci safhalarında yer aldıklarını görüyoruz. Örneğin uçak gemilerine hava savunması sağlayarak eskortluk yapmak gibi..
Peki bu devler bir yolunu bulup savaşta karşı karşıya gelseler sonuç ne olurdu? Öncelikle bunu bilmek elbette zor. Sonuçta donanma topçuluğunda "şanslı atış" kavramı vardır. Yine de kağıt üzerinde bir değerlendirme yapabilir ve en azından favoriyi belirleyebiliriz. İkinci parantezimiz de Bismarck. Alman devi elbette diğer iki hasmıyla aynı sıklette değil fakat ünüyle bu yazıda kendisine yer buldu. Şimdi yazıya geçelim. Gemiler üzerine aşırı ayrıntılı teknik incelemeler yapmak yazıyı fazla uzatacağından genel bilgiler vermeye çalışacağım.
1-) Bismarck vs Iowa ! Aslında Tirpitz'in (Bismarck'ın kardeş gemisi) Kuzey Atlantiğe açılmaya çalıştığına dair istihbaratlar alan Birleşik Devletler Donanması, Iowa'yı erken bir görevlendirme ile Tirpitz'i bloke etmeye yollamıştı. Fakat aslında Tirpitz o sırada Norveç fiyordlarında saklanıyordu. Eğer istihbarat doğru olsaydı ve bu iki gemi karşılaşsaydı ne olurdu?
(Altta Bismarck)
Öncelikle hızlara bakalım. Iowa 33 knot hız yapabiliyordu. 270 metrelik, savaş yüküne göre 54-57 bin ton ağırlığında bir sürat botu! Dönemin birkaç bin tonluk küçük destroyerleri ancak bu kadar hızlıydı. Ayrıca geminin aerodinamikmiş gibi görünen dizaynı sayesinde müthiş bir manevra kabiliyeti vardı.
Bismarck sınıfı gemiler ise 30,8 knot hız yapabiliyorlardı. 250 metre uzunlukta ve tam dolu haliyle 52 bin ton ağırlığındaydı. Üstelik geminin ince uzun yapısından dolayı dönüşlerde yanal su basıncı inanılmaz boyutlara ulaşıyor ve geminin dönüş çapını büyütüp manevra kabiliyetini kısıtlıyordu.
(Altta Iowa hedefine ful salvo gönderiyor)
Sonra devreye silah kalibreleri ve menziller giriyor. Iowa bence donanma topçuluğunun gördüğü en mükemmel silah olan 16 inç - 406mm/50kal Mark7 topları taşıyordu. 3 tarette toplam 9 top. Bu silahlar keskin bir radar ile destekleniyordu ve etkili menzilleri 39 km idi.
Bismarck sınıfı gemiler ise 15 inç - 380mm SK/C34 toplarına sahipti. Bu silahlar daha küçük çapta olmalarından dolayı daha hızlı bir dolum süresine sahipti fakat etkili menzilleri yalnızca 35,5 km'de kalıyordu.
Zırh karşılaştırmasına bile geçmeden sonuca gelmek istiyorum. Bu karşılaşmanın galibinin Iowa olacağı çok açık. Iowa çok daha hızlıydı ve daha uzun menzile sahipti. Olası bir karşılaşmada Bismarck sınıfı gemiler ateş edebilmek için ona yaklaşmaya çalışacak, Iowa ise hız avantajı sayesinde mesafeyi koruyup onlara daha uzaktan ateş edecekti. Üstelik keskin radarı ve atış kontrol sistemleri sayesinde bunda başarılı olacağı da neredeyse su götürmez. Sonuçta 1980'lerdeki modernizasyonda bile Iowa'nın atış kontrol sistemleri o kadar başarılı bulundu ki, yeni bilgisayarlı sistemler ile değiştirilmesine gerek duyulmadı.
2-) Iowa vs Yamato! Aslında bu iki dev Leyte Gulf savaşında karşılaşma imkanı bulabilirdi. Fakat ne yazık ki Iowa o sırada, aslında onu savaştan uzaklaştırmak için atılmış bir yem olan Japon uçak gemisi filosunu takip etmekteydi. Durumu anlayıp geri döndüklerinde ise savaş çoktan sona ermişti. Bununla ilgili olarak Iowa kaptanının çok üzüldüğü söylenir. Haklı da. İki dev tek karşılaşma şansını kaçırmıştı.
(Altta efsanevi Yamato hız testleri sırasında)
Hız konusunda Iowa'nın üstünlüğü yine su götürmez. Sonuçta 263 metre uzunlukta ve 73 bin ton ağırlığındaki dev gövdesi ile Yamato yalnızca 27 knot hız yapabiliyordu. Tarihin gördüğü en ağır zırh koruması doğal olarak bu sonucun ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Silah kalibreleri ve menzillerinde ise durum çıkmaza giriyor. Yamato 18 inç - 460mm ile donanma tarihinin gördüğü en büyük silahlara sahipti. Bu silahlar tanesi 1,5 tonu bulan 9 zırh delici mermiyi 790m/s hızla hedefe gönderebiliyordu. Bu mermilerin düştüğü noktaya vereceği hasarı sanırım tahmin edersiniz. Ayrıca bu silahlar 40 km'lik bir menzile sahipti. Yine de atış kontrol sistemlerinin Iowa kadar gelişmiş olduğunu söyleyemeyiz. Lakin bu, iyi hava koşullarında yüksek salvo gruplaması ile aşılabilecek bir sorundu.
Zırhlara geldiğimizde ise efsanevi Yamato iyice ağırlığını koyuyor. Iowa meşhur hızını elde edebilmek için bu kalemde fedakarlık yapmak zorundaydı. Iowa’nın kemerinde yani yanlarında bulunan zırhı 307 mm kalınlığında sertleştirilmiş çeliktendi. Taretlerde kalınlık 500 mm'ye ulaşıyordu. Güverteyi ise 190 mm'lik bir zırh korumaktaydı. Bölmeler ise 280 mm'lik levhalar ile korunuyordu. Amerikalıların Japonları yanıltmak için geminin zırhını daha kalın, 410 mm civarında duyurduğunu da belirtelim.
Yamato'nun kemer zırhının 410 mm, taretlerinin ise 650 mm’lik zırhla korunduğunu söylersek fark kendini belli edecektir. Üstelik güverte de 200-230 mm aralığında değişen bir kalınlığa sahipti. Burada yer yer yarım metre kalınlığında sertleştirilmiş çelikten bahsediyoruz...
Gelelim sonuca. Bence bu iki canavar karşılaşsaydı, sonucu belirleyen ortam koşulları olurdu. Eğer 30 bin metre mesafede ve iyi hava koşullarında bir savaş olsaydı Iowa'nın herhangi bir galibiyet şansı olamazdı. Fakat keskin radarı ve atış kontrol sistemleri sayesinde kötü hava koşullarında yahut gece yapılacak bir savaşta Iowa favori konumuna gelecekti. Yine de hatırlatalım. Her zaman bir şanslı atış ihtimali vardır.