Savaşlar zorunluluktan kaynaklı pratik fikirlerin patlama yaşadığı dönemlerdir. İmkansızlıklar, kısıtlı zaman ve kaynaklar kimi zaman büyük teknolojik atılımları tetikler. Bazen de insan aklı eldeki kısıtlı imkanları kullanarak durumu lehe çevirecek fikirler üretir. İkinci Dünya Savaşı açısından verilebilecek yüzlerce örnek var. Tanklar ile mücadele konusunda 3 farklı ordunun yöntemleri gibi örneğin.
Ruslar Doğu steplerinde özellikle sıcak yaz aylarında amansızca ilerleyen Alman panzerleri ile mücadelede çok zorlanıyordu. O anda akıllarına Pavlov'un köpekler üzerindeki koşullanma deneylerini askeri taktiklere uygulama fikri geldi. Köpekleri eğitime alan Ruslar, onları beslerken yiyecekleri tankların ya da paletli araçların altına koyuyorlardı. Yiyecekleri sürekli bu araçların altında yiyen hayvanlar artık paletli araçları yiyecek ile özdeşleştirmeye başlardı. Bu eğitimi tamamlayan köpekler daha sonra birliklere dağıtılıyor ve üzerlerine patlayıcı yüklü yelekler giydiriliyordu. Bu yeleklerin üzerindeki anten, bir yere dokunduğu anda (tankın altı) patlayacak şekilde ayarlanmıştı. Aç bırakılan hayvanlar arazide bir Alman tankı görüldüğünde eğitmeni tarafından serbest bırakılıyor ve tankın altında yiyecek olduğunu düşünen köpek koşup tankın altına girerek onu en zayıf yerinden yani altından patlatarak imha ediyordu. Bu yöntem savaş boyunca sıkça uygulandı.
(Altta bir köpek Rus T34 tankının altında yiyecek arama eğitimi sırasında)
Amerikalılar ise sıradan piyade birliklerinde bolca bulunan malzemelerden kolayca yapılabilecek bir patlayıcı geliştirmişlerdi. Bir tankı tamamen imha etmek yerine paletlerini kırmanın da iş göreceğini farkeden Amerikalılar bu nedenle daha hafif bir yöntem uyguladılar. Sonuçta paleti kırılan tank hareketsiz dolayısıyla savunmasız halde kalıyordu ve terk ediliyordu. İçeriğe gelince standart piyade donatımının parçası olan yeşil haki çoraplar, içi köprü uçurmak için kullanılan patlayıcı kalıpları ile doldurulduktan sonra ağzı bağlanarak katrana batırılıyordu. Bu sayede tankın paletine fırlatıldığında yapışan bu bomba birkaç patlamada tankın paletini kırıyor ve onu hareket edemez hale getiriyordu. Etrafta zarar verilmesi düşünülen piyadeler de varsa, etraftan taş yahut cam parçaları da toplanıp bunlar da patlayıcılar ile birlikte çoraba yerleştirilirdi ve bu sayede etkili bir şarapnel etkisi yaratılırdı.
(Altta iki Amerikan askeri bomba dolu çoraplarını katrana bularken)
Almanlar ise rakiplerine nazaran her zamanki gibi daha teknolojik ve karmaşık mühendislik isteyen bir yöntem geliştirdi. Uzaktan kumandalı, evet yanlış duymadınız o dönemde radyo sinyalleri ile uzaktan kumanda edilen bir mini paletli araç geliştirmişlerdi. Bu araç aslında mayın tarlalarından geçip yol açmak için tasarlanmış olsa da sonradan içerisine bomba yüklenerek köprü uçurma, tankların altına sokulup onları havaya uçurma gibi görevlerde kullanıldı.
(Altta İngiliz askerler Almanlardan ele geçirdikleri Goliath makinelerini incelerken)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder