Battleship/Zırhlı/Savaş Gemisi: Savaş gemileri, diğer adıyla zırhlılar 20.yy'da donanmaların tabiri caizse ağır abileriydiler. Özellikle Birinci Dünya Savaşı öncesinde bu gemiler ulusal gücün simgesi haline gelmişlerdi. Bunlar tonaj olarak ağır, alınacak hasara dayanmak için kalın zırhlarla korunan, 305mm/12 inçten büyük ana silahlar taşıyan büyük gemilerdi ve donanmaların ana unsurlarını oluşturuyorlardı. İkinci Dünya Savaşı'nda hem tasarımlarının zirvesine ulaştılar hem de tarih sahnesinden çekildiler. Bu dönemde Alman DKM Bismarck, Amerikan Iowa sınıfı ve Japon Yamato sınıfı gemiler ortaya çıktı.
(Altta USS Iowa’nın ön ana taretleri ve 406 mm’lik topları.)
Bismarck, 250 metre uzunluğu, 50 bin tonu aşan ağırlığı ve 30 knota varabilen hızı ile kız kardeşi "Kuzey'in yalnız kraliçesi" Tirpitz ile birlikte donanmanın gururu haline geldi. Zırh kalınlığı kemer boyunca 320 mm iken taretlerde 360 mm'ye ulaşıyordu. Gemi her biri 380 mm'lik 2'şer top taşıyan 4 taretle silahlandırılmıştı. Japon ve Amerikan okyanus canavarlarına kıyasla kalibre olarak düşük olan bu topların yüksek namlu çıkış hızı, bu açığı kapatıyordu.
(Altta DKM Bİsmarck)
Iowa ise Amerikan savaş gemisi tasarımlarının zirvesini oluşturur. Zaten Amerika'nın dizayn ettiği ve ürettiği son savaş gemisi sınıfıdır. Bu gemilerden sonra USS Montana tasarlanmış fakat üretilmemiştir. USS Iowa, USS Missouri, USS New Jersey ve USS Wisconsin Iowa sınıfına ait dört gemidir. 406 mm/16 inçlik 3'er top taşıyan 3 ana taretle silahlandırılan bu gemilerde, alınan dersler sonucunda hava savunmasına da önem verildi ve etkili hava savunma silahları monte edildi. Zırh kalınlığı kemerinde 310, taretlerde ise 500 mm'ye ulaşıyordu. Uzunlukları 270 metreyle modern uçak gemilerine yakın, hatta bazılarından uzundu. Bu gemiler bir süre hizmetten çıkarılmış, daha sonra tekrar modernize edilerek hizmete alınmışlardır. Hatta USS Missouri Körfez Savaşı'nda ana silahlarını Irak hedeflerine ateşlemiştir. Gemiler daha sonra tekrar hizmet dışı edildi. Şu anda müze gemi olarak hizmet vermekteler.
(Altta Iowa sınıfı gemi ana taretlerini ateşlerken)
Japonlar ise 73 bin tonluk yüzen dağ Yamato'da top kalibresini 460 mm'ye taşıdılar. Bir geminin taşıdığı en büyük silah buydu. Ayrıca geminin zırhı kemerde 410 mm, taretlerde 650 mm idi. Bu haliyle batırılamaz görünen Yamato da uçakların hışmından kurtulamadı. Yapılan en büyük savaş gemisi Yamato idi. Yamato sınıfı için 4 geminin yapılması düşünülmüş, Yamato ve kız kardeşi Musashi tamamlanmıştı. Shinano ise kızaktayken yapımından vazgeçildi ve uçak gemisine dönüştürüldü. Dördüncü gemi ise kızağa bile konmadı. Musashi de Yamato gibi Amerikan uçak gemilerince batırıldı.
(Altta efsanevi Yamato)
Cruiser/Kruvazör: Kruvazörler kullanım ve tasarım özellikleri açısından kendi aralarında da ayrıma uğrarlar. Hafif kruvazörler, ağır kruvazörler ve savaş kruvazörleri şeklinde sınıfları mevcuttur. Bu gemiler sürat avantajını kullanarak savaş gemilerine deniz muharebelerinde destek olacak etkili bir atış desteği sağlamak amacıyla tasarlanmışlardır. Aynı zamanda bunlar kendi başına görev yapabilecek en küçük gemi sınıfıdır.
Hafif kruvazörler genellikle 127-155 mm çap aralığında toplarla donanmış ve tonaj olarak hafif, hızlı ve ince zırhlı gemilerdi. Görevleri ticari filolara korsan kruvazör harekatları düzenlemek ve genel anlamda filoyu düşman destroyerlere ve hava saldırılarına karşı korumaktı.
(Altta hafif Amerikan kruvazörü USS Cleveland. 185 metre uzunluğundaki gemi 150 mm’lik toplar ve standart 127 mm'lik ikincil silahlar taşımaktaydı. 127 mm'lik toplar Amerikan battleshipleri ve kruvazörleri için standart ikincil silahlar sayılır. Birçok destroyerinse ana silahı olarak kullanılmış güvenilir bir silahtır.)
Ağır kruvazörler 203 mm silahlar taşıyorlardı. Hafif kruvazörlere göre nispeten daha iyi bir zırh korumasına sahiplerdi fakat yine de bir zırhlı ile boy ölçüşmeleri zordu. Güçlü topları ve hızları sayesinde düşman hafif kruvazörlerini avlamak veya kendi sınıfındaki hedeflere karşı savaşmakla görevliydiler. Bazı durumlarda Prinz Eugen, Bismarck operasyonunda görüldüğü üzere düşman zırhlısı ile savaşan kendi zırhlılarına ateş desteği sağlamışlardır.
(Altta 212 metre uzunluğu ile Alman ağır kruvazörü Prinz Eugen. 203 mm’lik, zırh delme kabiliyeti çok yüksek silahlarla donatılmıştı. En tipik ağır kruvazör dizaynlarındandır.)
Savaş kruvazörleri ise zırhtan kısılmış savaş gemileri gibiydiler. 203 mm'den büyük silahlar taşıyorlardı. Tasarımları savaş gemilerine benziyordu, maliyetleri ve büyüklükleri ise savaş gemileri ile neredeyse aynıydı. Taşıdıkları büyük silahlar ve kruvazörlere göre nispeten kalın olan zırhları sebebiyle biraz daha yavaştılar. Yine de savaş gemilerine karşı sürat üstünlüğü onlardaydı. Bu sürat üstünlüğü ile düşmana hızlıca saldırabilecekleri, başa çıkamayacakları bir savaş gemisi ile karşılaştıklarında ise ondan kaçabilecekleri hesaplanıyordu. Birinci Dünya Savaşı açısından bu mümkün olabilirdi de. Fakat İkinci Dünya Savaşı boyunca özellikle atış kontrol sistemleri ve radarın gelişmesi ile birlikte, bu hesaplar pek tutmadı. Sürat için zırhtan vazgeçmenin, savaş kruvazörleri için ölümcül sonuçlar doğurduğu anlaşıldı. Yüksek kalibreli savaş gemisi toplarının attığı zırh delici mermilere karşı gereğinden az zırhlı olmakla hiç zırha sahip olmamak neredeyse aynı kapıya çıkıyordu. İngiliz Kraliyet Donanması'nın gururu ve bayrak gemisi olan savaş kruvazörü HMS Hood bunu DKM Bismarck karşısında çok acı tecrübe etti ve Bismarck sadece 5 ful salvoda (Ful salvo, geminin tüm taretlerindeki topların ateşlenmesi) HMS Hood'u batırdı.
(Altta HMS Hood, 381 mm’lik toplar taşıyan, 262 metre uzunluğundaki ünlü İngiliz savaş kruvazörü. Büyüklüğüne rağmen yalnızca 47 bin ton olan ağırlığı onun battleshipler ile olan farkını ortaya koyar. Kendisi ile hemen hemen aynı uzunlukta olan Yamato, zırhı ve büyük silahları nedeniyle yaklaşık 73 bin ton gelmektedir.)
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kruvazörler de savaş gemileri ile aynı kaderi paylaştılar ve donanmalardan yavaş yavaş silindiler. Günümüzde savaş kruvazörü olarak sınıflandırılabilecek tek gemi Rusya'nın Sovyetlerden kalma Kirov Sınıfı gemileridir. Bu gemiler İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan savaş gemileri ile neredeyse aynı boydadır. Bu boyuttaki gemileri kullanan tek donanma da Rus Donanması'dır.
(Altta Kirov sınıfı savaş kruvazörü. Modern kruvazör elbette üzerinde top taretleri taşımıyor. Bunun yerine yıkıcı füzelere sahip. 252 metre uzunlukta.)
Destroyerler: Destroyerler yüksek hıza ve manevra kabiliyetine sahip destek gemilerdir. Bu sebeple ana silahları çok küçük, zırhları çok çok inceydi. Hareket kabiliyeti için bunlardan vazgeçilmiş ve hafiflik sağlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı döneminde daha çok sahil koruması için düşünülmüş gemilerdi ve açık denizlerde görev yapmaya uygun değillerdi. İkinci Dünya Savaşı ile beraber donanmalarda önemli bir yer edindiler. Destroyerlerin ana vurucu gücünü torpidolar oluşturmaktaydı. Silah olarak 76 mm veya daha büyük silahlarla donatıldılar fakat bu nadiren 150 mm'ye ulaşıyordu. Yüksek hareket kabiliyetleri nedeniyle düşman gemilere torpido saldırıları yapmak için kullanılırlardı. Ayrıca savaş gemileri, uçak gemileri ve kruvazörlerden oluşan filolara destek olur, onları denizaltı saldırılarına karşı korurlardı. Bu amaçla su altı bombaları ile donatılırlardı. Ayrıca uçak gemilerinin ortaya çıkışından sonra filoya uçaksavar desteği vermek için de kullanılmışlardır.
(Altta Amerikan destroyeri USS Benson. 103 metre uzunluğundaki bu gemi 533 mm’lik 10 torpido tüpü ateşleme kabiliyetine sahipti. 127 mm’lik küçük topları kendi sınıfından düşman destroyerlere karşı savaşabilmek ve filoya hava savunma desteği vermek için kullanılıyordu.)
Modern zamanlarla birlikte destroyerlerin donanmalardaki önemi giderek arttı. Devasa savaş gemilerinin meydandan çekilişinden itibaren uçak gemileri ve destroyerler ana gemiler haline geldiler. Günümüzde özellikle Amerikan destroyerleri çok yüksek ateş gücüne sahip gemilerdir. İkinci Dünya Savaşı'nda devasa bir savaş gemisinin 15-20 salvoda vurabilip, etkisiz hale getirebileceği bir hedefi tek bir füze atışıyla ortadan kaldırabilmektedirler.
(Altta, modern destroyerler.)
Uçak Gemileri: Deniz savaşlarını kökünden değiştiren gemilerdir. Savaş gemilerini tarih sahnesinden sildiler. İlk başlarda yük gemilerinden yahut yapımı tamamlanmamış savaş gemisi gövdelerinden devşirilen basit uçak platformlarıydılar. Fakat İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru USS Midway gibi önemli uçak gemileri ortaya çıktı. Bugün USS Nimitz gibi uçak gemileri küçük ülkeleri ortadan kaldırabilecek ateş gücüne sahip önemli silah platformlarıdır. Artık küresel gücün simgesi uçak gemileridir.
(Altta, 296 metre uzunluğu ile USS Midway)
Yine de ben kendi adıma uçak gemilerini sevemem bir türlü. Savaş gemilerinin ortadan kalkmasına sebep olduklarından dolayı muhtemelen. Savaş gemileri... Açık denizlerde karşı karşıya gelen, birbirlerine sırayla salvolar gönderen, büyük, zırhlı ve azametli devlerdir onlar. Gerçekten de savaş gemileri son şövalyelerdir. DKM Bismarck ve HMS Hood'un o efsanevi mücadelesi.. Herhalde bütün gün güvertesinde oturup USS Iowa yahut Yamato'nun ana silahlarını ateşlemesini izleyip dinleyebilirdim. Uçak gemilerine bu yüzden soğuğumdur her zaman. Düşünsenize USS Missouri ve Yamato'nun yapabileceği muhtemel bir düelloyu elimizden aldı onlar. Kuzey’in yalnız kraliçesi lakabını alacak kadar güzel olan Tirpitz’i de.