İkinci Dünya Savaşı Alman planları açısından en çok tenkit edilen durum, Sovyetler'i işgal girişimidir. Daha önce Napolyon ve büyük ordusunun da deneyip başarısız olması hep örnek gösterilmiştir. Fakat düşünüldüğünde Napolyon ordusunun ikmal yetenekleri, Wehrmacht ile kıyaslanamayacak kadar ilkeldir. Alman generallerin güveni buna mı dayanıyordu? Kimbilir..
Alman ordusunun Sovyetler Birliğini işgali için hazırlanan plana Barbarossa Operasyonu adı verilir. Bu hareket gerçekten histerik bir diktatörün macerası mıdır? Tek sebebi daha çok savaş isteyen bu caninin doyumsuzluğu mudur? Teknik açıdan düşünüldüğünde durum bu kadar basit değil.
Barbarossa Harekatı öncesinde, Sovyet ve Alman tümenlerinin ortak sınır üzerindeki ve etrafındaki yoğunluklarına, Sovyet ordusunun Baltık ülkeleri ve Balkanlar üzerindeki manevra ve işgal hareketlerine bakıldığında, en nihayetinde Molotov'un Türkiye, Finlandiya gibi ülkeler üzerindeki işgal emellerini Almanlara iletmesi göz önüne alındığında, Sovyetler'in uzun vadede Balkanlar ve Kuzey'den, yani Baltık'tan iki büyük kıskaç koluyla Avrupa'yı sarma planı farkedilebilir. Ayrıca Alman yüksek komutanlığı da, acil petrol ihtiyacınının giderilmesi için hayati öneme sahip olan Balkan petrollerine Sovyetlerin iyice yaklaşması sonucu alarma geçmiştir. Yine artan petrol ihtiyacı açısından Sovyet denetimindeki Kafkas petrollerinin Almanya için bir hedef haline gelmesi doğaldır. Ek olarak güvenilir tarım alanlarına sahip Ukrayna bölgesi de ekonomik açıdan Almanya'yı besleyebilecek önemli bir kaynak olabilecektir.
Kısacası en nihayetinde bu iki ordu birbiri ile çarpışacaktı. Bu sürekli risk, üstelik ABD savaşa girme arifesindeyken Alman ordusunun devamlı ensesinde hissetmek istemeyeceği kadar ağırdı. Bunun yanında Doğu'da ki bu Kızıl tehdidin bastırılması, İngiltere'nin umutlarını tüketecek ve teslim olmasını sağlayacaktı. Belki ABD Avrupa'ya hiç gelmeyecekti… Bunun yanında Sovyetler'in kaybettiği her toprak parçasından sanayi tesislerini vs söküp, daha geriye götürme şansı varken, Almanlar nispeten küçük ülkelerinde bu olanaktan yoksundular. Yani Alman ordusu Rus taarruzuna karşı savunmada kalsa idi, savaş verimli Alman tarlaları, Alman sanayi kentleri üzerinde olacak ve Almanlar daha geri çekilerek bu alanları ikame edemeyecekti.
Kısacası Almanların Sovyet ordusunu hazırlıksız yakalayarak ilk saldırı insiyatifini eline alması hata olarak nitelendirilemez.
Doğu'nun işgali açısından bir hatadan bahsedilecekse, bu büyük hata Sovyet denetimi altındaki her ülkede kurtarıcı olarak karşılanan Alman ordusuna verilen büyük yerel desteğin iyi kullanılamayıp, bunun bir de Alman ordusu alehine çevirilmesinden bahsedilebilir.
Başta Göring gibi kıt akıllı tipler, “aşağı ırk” ideolojisi çerçevesinde bu halkları Alman ordusuna hizmet etmek zorunda olan köleler olarak görmüş buna göre davranmıştır. Aksi halde açlıktan ölmek ya da toplu katliamlara kurban gitmek arasında bırakılmıştır bu toplumlar. Bu uygulamalar, zaten çok geniş alanlara yayılmış olan Alman ikmal hatlarını sürekli sabote eden partizan hareketler ve bu grupların bitmek bilmeyen saldırıları olarak geri dönmüştür Alman ordusuna.
Bir diğer büyük hata ise kesinlikle İtalya ile müttefik olunması, o aşamada da İtalya'nın savaş dışında tutulamamasıdır. Almanya başta, Britanya sömürgelerini özgürleştirip İngiltere'den koparmayı düşlemiş, fakat İtalya kendi safında yer alınca, İtalya'nın da bölgede sömürgeleri olması sebebiyle bu politikayı uygulayamamıştır. Bu İngiltere gibi ada üzerinde kurulu bir devletin, savaşa devam edebilme yeteneğini sağlayan asıl unsur olan sömürgelerinden yoksun bırakılması kartını, Alman tarafının hiç kullanamaması anlamına gelmektedir.
Zaten bu politika olmasa dahi, dönemin askeri şartlarını az çok bilen bir kişi, İtalya'nın savaşa girmemesinin Almanya'ya daha faydalı olacağını tahmin edebilir. Zira İtalya'nın Kuzey Afrika'nın ardından Balkanlarda Yunanistan karşısında da başarılı olamaması, Alman ordusunun en seçkin tümenlerinin(Ör: Fallschirmjager) bu bölgeye kaydırılmasına neden olmuş, Alman ordusu Barbarossa harekatının Güney kanadını güvenceye alabilmek adına Yunanistan ve çevresinin işgali için ekstra haftalar kaybetmiştir. Bu olmasa ordu “general kış” bastırmadan belki Moskova'da olabilecektir. Bu açıdan İtalya'nın beceriksizliğinin önemi anlaşılmış olsa gerek.
Alman ordusunun Sovyetler Birliğini işgali için hazırlanan plana Barbarossa Operasyonu adı verilir. Bu hareket gerçekten histerik bir diktatörün macerası mıdır? Tek sebebi daha çok savaş isteyen bu caninin doyumsuzluğu mudur? Teknik açıdan düşünüldüğünde durum bu kadar basit değil.
Barbarossa Harekatı öncesinde, Sovyet ve Alman tümenlerinin ortak sınır üzerindeki ve etrafındaki yoğunluklarına, Sovyet ordusunun Baltık ülkeleri ve Balkanlar üzerindeki manevra ve işgal hareketlerine bakıldığında, en nihayetinde Molotov'un Türkiye, Finlandiya gibi ülkeler üzerindeki işgal emellerini Almanlara iletmesi göz önüne alındığında, Sovyetler'in uzun vadede Balkanlar ve Kuzey'den, yani Baltık'tan iki büyük kıskaç koluyla Avrupa'yı sarma planı farkedilebilir. Ayrıca Alman yüksek komutanlığı da, acil petrol ihtiyacınının giderilmesi için hayati öneme sahip olan Balkan petrollerine Sovyetlerin iyice yaklaşması sonucu alarma geçmiştir. Yine artan petrol ihtiyacı açısından Sovyet denetimindeki Kafkas petrollerinin Almanya için bir hedef haline gelmesi doğaldır. Ek olarak güvenilir tarım alanlarına sahip Ukrayna bölgesi de ekonomik açıdan Almanya'yı besleyebilecek önemli bir kaynak olabilecektir.
Kısacası en nihayetinde bu iki ordu birbiri ile çarpışacaktı. Bu sürekli risk, üstelik ABD savaşa girme arifesindeyken Alman ordusunun devamlı ensesinde hissetmek istemeyeceği kadar ağırdı. Bunun yanında Doğu'da ki bu Kızıl tehdidin bastırılması, İngiltere'nin umutlarını tüketecek ve teslim olmasını sağlayacaktı. Belki ABD Avrupa'ya hiç gelmeyecekti… Bunun yanında Sovyetler'in kaybettiği her toprak parçasından sanayi tesislerini vs söküp, daha geriye götürme şansı varken, Almanlar nispeten küçük ülkelerinde bu olanaktan yoksundular. Yani Alman ordusu Rus taarruzuna karşı savunmada kalsa idi, savaş verimli Alman tarlaları, Alman sanayi kentleri üzerinde olacak ve Almanlar daha geri çekilerek bu alanları ikame edemeyecekti.
Kısacası Almanların Sovyet ordusunu hazırlıksız yakalayarak ilk saldırı insiyatifini eline alması hata olarak nitelendirilemez.
Doğu'nun işgali açısından bir hatadan bahsedilecekse, bu büyük hata Sovyet denetimi altındaki her ülkede kurtarıcı olarak karşılanan Alman ordusuna verilen büyük yerel desteğin iyi kullanılamayıp, bunun bir de Alman ordusu alehine çevirilmesinden bahsedilebilir.
Başta Göring gibi kıt akıllı tipler, “aşağı ırk” ideolojisi çerçevesinde bu halkları Alman ordusuna hizmet etmek zorunda olan köleler olarak görmüş buna göre davranmıştır. Aksi halde açlıktan ölmek ya da toplu katliamlara kurban gitmek arasında bırakılmıştır bu toplumlar. Bu uygulamalar, zaten çok geniş alanlara yayılmış olan Alman ikmal hatlarını sürekli sabote eden partizan hareketler ve bu grupların bitmek bilmeyen saldırıları olarak geri dönmüştür Alman ordusuna.
Bir diğer büyük hata ise kesinlikle İtalya ile müttefik olunması, o aşamada da İtalya'nın savaş dışında tutulamamasıdır. Almanya başta, Britanya sömürgelerini özgürleştirip İngiltere'den koparmayı düşlemiş, fakat İtalya kendi safında yer alınca, İtalya'nın da bölgede sömürgeleri olması sebebiyle bu politikayı uygulayamamıştır. Bu İngiltere gibi ada üzerinde kurulu bir devletin, savaşa devam edebilme yeteneğini sağlayan asıl unsur olan sömürgelerinden yoksun bırakılması kartını, Alman tarafının hiç kullanamaması anlamına gelmektedir.
Zaten bu politika olmasa dahi, dönemin askeri şartlarını az çok bilen bir kişi, İtalya'nın savaşa girmemesinin Almanya'ya daha faydalı olacağını tahmin edebilir. Zira İtalya'nın Kuzey Afrika'nın ardından Balkanlarda Yunanistan karşısında da başarılı olamaması, Alman ordusunun en seçkin tümenlerinin(Ör: Fallschirmjager) bu bölgeye kaydırılmasına neden olmuş, Alman ordusu Barbarossa harekatının Güney kanadını güvenceye alabilmek adına Yunanistan ve çevresinin işgali için ekstra haftalar kaybetmiştir. Bu olmasa ordu “general kış” bastırmadan belki Moskova'da olabilecektir. Bu açıdan İtalya'nın beceriksizliğinin önemi anlaşılmış olsa gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder