İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Son Dönemde Yakın Tarihimiz ile İlgili Bir Tartışmadır Gidiyor..

              Yeni yeni tartışma konuları ortaya çıktı ülkemizde özellikle son dönemde. Lozan zafer miymiş yoksa hezimet miymiş. Gazi Mustafa Kemal Türk müymüş, mason muymuş, Yahudi miymiş? 
              Öyle uçuk kaçık fikirler, ipe sapa gelmez iddialar var ki insan bazen dayanamayıp gülerek takip ediyor fikir muhakemelerini. Bazen de sosyal medya ve özellikle twitter taglerinde takip ettiğimiz sıradan vatandaş yorumlarını görüyoruz. O güldürmekten ziyade düşündürüyor, gördüğünüz cehalet karşısında ürküyorsunuz. 
              - Adam imzalayanlar haindir diyor Lozan için.. 12 adayı neden bıraktık diyor.. E masada istedin 12 adayı, Britanya-İtalya-Fransa vermiyorum dedi, ne yapacaksın? Hangi donanmayla gidip bu devleri yenecek ve alacaksın 12 adayı? Dönem şartlarına göre düşünme yetisi yok. Şimdi İngilizlere Kıbrıs'ı bırakan II.Abdülhamid hain midir? 
                - Adam Kerkük-Musul'u terk ettik diyor… E koca Britanya İmparatorluğu, sanayisinin kanı olan petrolü sana verir mi? Hangi ordu, hangi silahla gidip tek başına o emperyalist devlerin ne pahasına olursa olsun savunacağı bölgeleri işgal edeceksin? E bugün hala İngiltere orada değil mi? Abd? Hadi herhangi bir güç yaklaşsın Kerkük'e?
                  - Arap bölgelerinden çekildik diyor adam.. E gidin Suud kralının babasının Kabe'yi savunan Osmanlı birliklerini nasıl kuşatma altına aldığını okuyun. Arapların çok sevip “Çöl Prensesi” dediği, bugünkü Arap devletlerinin sınırlarını cetveliyle çizen kadının hikayesini bir araştırın. Yine Arapların favori adamı Lawrance'ı tanıyın. Çok mu  meraklıydılar acaba bize bağlı kalmaya? Yoksa İngiliz ordusu General Allenby komutasında Kudüs'e girerken onları çiçekler ve alkışlarla mı karşıladılar?
                Cumhuriyet'ten önce Osmanlı İmparatorluğu henüz son nefesini vermemişken:     
           - Osmanlı ülkesinde meydana gelen bir Türk ve yabancı ülke vatandaşı arasında gerçekleşmiş olaya yabancı mahkemeler bakıyor
           - Kapitülasyonlar ülkenin anasını ağlatmış, adı konulmamış yarı sömürge olmuşsun. 
           - Düyun-u Umumiye sayesinde devletin maliyesini yabancılar idare ediyor, bazı vergileri bile yabancı devletlere bırakmışsın.
       Ama bizim bazı kardeşlerimiz çıkıp “1923'den beri bağımsız değiliz” diyebiliyor. E size ne diyelim daha… Devam edin. 
       Bu kişilerin peşinden gidip çok alim diye tabir ettiği, çok saygı duyduğu insanların başında K.Mısıroğlu diye bir şahıs geliyor. Kendisi geçen K.Marx'ın bir cinni olduğunu ve Das Kapital'ı ona cinlerin yazdırdığını iddia ediyordu. Yani şahıs hakkında sanırım bir fikriniz oluşmuştur. Bir de eskilerden Rıza Nur var ki o tam evlere şenlik. Belge yok, kanıt yok sürekli “şurada öyle konuşuluyordu, hapishanede arkadaşım bana böyle anlatmıştı, falancanın dedesi şöyle demişti” tarzı bir tarihçilik. Bu şahıslar Kerkük bize teklif edildi ama M.Kemal istemedi diyebiliyorlar. Hayır İngiliz tarihçilere söyleseniz adamlar vücudunda gülecek organ bulamazlar.. 
            Neyse bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Daha dünkü Kıbrıs Barış Harekatı dönemi hakkında da yapılıyor bu tartışmalar. Yine dünya gerçekleri ve stratejiden kopuk bazı insanlar Erbakan'ın adanın tamamını alıp barış masasına öyle oturmak istediğini ama Ecevit'in engel olduğunu söylüyor. 
              Çok iyi yapmış. Sovyetler seni tehdit ediyor. Abd zehir zemberek bir mektup yazmış ve arkanda durmayacağını da dünyaya ilan etmiş. Elindeki tek meşruiyet adadaki Türklerin katliama uğraması. Onların hayatını güvence altına almaya gidiyorsun. Dünya buna göz yumabilir, karşı çıkamaz. Fakat sen bu bahane ile girdiğin adada Rumların yaşadığı bölgeleri işgale başladığın an elindeki meşruiyet kaynağı uçar gider… O zaman uluslararası arenada yaşayacağın felaketleri kimse bilemez. 
                Unutmayın, Hitler Avusturya ve Çekoslovakya'yı işgal ederken Avrupa buna göz yumdu çünkü Hitler Almanları öz yurtlarına döndürdüğünü iddia ediyordu. Ne zaman ki Alman olmayan Polonya'ya girdi, İkinci Dünya Savaşı patladı… 
                  Aynı şekilde Saddam İran Savaşı boyunca Abd ve Avrupa'nın bir numaralı adamıydı. Bütün silahlarını onlardan alıyordu. Kuveyt'e girene kadar… 
                Kısacası tarihi olayları o dönem şartlarını göz önüne alarak düşünemiyorlar. Gerçeklerden kopuklar adeta bir hayal aleminde yaşıyorlar. Ne yazık ki orayı neden almamışlar, burayı neden şöyle yapmışlar, biz orayı da alırdık, burayı da yerdik ile vatan sevilmiyor. Biraz da akıl ve stratejik öngörü gerekli. Yoksa doksan bin askeri Sarıkamış'ta donduran Enver Paşa da ülkesini hepimiz kadar seviyordu. Sadece bu bahsettiğim kimseler gibi yeterli donanımı yoktu… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder