İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Lotr Serisinde Tanıdık Öğeler

            Lord of the Rings üçlemesi, kitap ya da film olarak hemen herkesin kıyısından köşesinden geçtiği bir yapıttır herhalde. Kendi adıma söyleyecek olursam, kitabın kurgusundaki derinlik ayrı, film üçlemesindeki görsellik ayrı mükemmeldir. Bu kadar çok sevilen eserler, hele ki kurgu ise, beraberinde birçok tartışmayı da beraberinde getirir. Sembollerin neyi temsil ettiği, hangi x'in gerçek dünyamızda neye karşılık geldiği konuşulur. 

            Lotr serisi açısından bizim coğrafyamızda en çok tartışılan konu, kitapta ve filmlerde gördüğümüz orc ve uruk hai ırklarının Türkleri temsil edip etmediğidir. Bu savdan yola çıkarak Tolkien'i ırkçılıkla suçlayan, seriye düşman olanlar bile mevcut. Bense kurgu yapımlarda bu tür abartılara alınmam. Bu sadece biraz gerçek, biraz abartı karması bir ilgiyi arttırma yoludur benim için. Keza yüz bini aşkın asker tarafından kuşatılmış herhangi bir Orta Çağ şehri içerisinde, sığınaklarda saklanan kadınlar ve çocuklar, o mehter davulları, naralar ve top gürültüleri arasında, kuşatıcı Osmanlı askerini Uruk Hai'lerden çok da farklı canlandırmamıştır herhalde zihinlerinde. Eski çağların karanlıkları içerisinde düşmanları şeytanlaştırmak, insanüstü varlıklara dönüştürmek, bire bin katarak abartmak olağandır. Dolayısıyla bunları temel alarak fantastik bir dünya yarattığınızda da karakterleriniz bu abartıya uygun resmedilecektir.

             Yavaş yavaş benzerliklere geçecek olursak, Uruk-Yörük benzerliği çokça işlenen bir tema. Ben ilkin Helms Deep kuşatmasında elindeki meşale ile surları havaya uçuran ekibe dikkat çekmek isterim. Yerine getirdikleri işlev Lağımcı Ocağı ile birebir örtüşmektedir. Lağımcılar da kuşatmalarda tüneller kazıp surların altına ulaştıktan sonra, patlayıcı döşeyerek surları havaya uçurmakla görevlidir. 

            Bir diğer olay Minas Tirith kuşatmasıdır. Dev orc ordusunun önce Minas Tirith'in anahtarı Osgiliath'ı düşürdükten sonra, Gondor'un kalbi Minas Tirith'i kuşatması ilk bakışta Belgrad'ı düşüren Türkler'in Avrupa'nın kalbi Viyana surlarına dayanmasını ve 1.Viyana Kuşatmasını çağrıştırır. Minas Tirith kuşatmasının işlenişi ise daha ilginçleştiriyor olayı. Şehri saran dev orc ordusu, beklemediği kanadından saldıran Kral Theoden liderliğindeki Rohan süvarileri tarafından dağıtılıyor. İkinci Viyana Kuşatmasında ise Kara Mustafa Paşa ordusu, daha sonradan yardıma gelen Polonya kralı J.Sobieski ve süvarileri tarafından bozguna uğratılmıştı. 

             Son eklenebilecek konular ise Mordor'un coğrafi olarak 3 tarafı dağlar ile çevrili, (Karadeniz,Ege,Akdeniz dağları) ortası düzlük ve yanmış yeşilsiz topraklar (İç Anadolu bozkıları) olarak tasvir edilmesi Anadolu çağrışımı yapıyor. Ki Mordor haritasında Doğu'da büyükçe bir göl göze çarpar, Van Gölü? Bunun yanında Minas İthil'in orclarca ele geçirilmesi ve adının değişip Minas Morghul olması, orcların merkezi haline gelmesi de İstanbul'u çağrıştırmıyor değil. 

             Uruk Hai'lerin orclardan daha seçkin, güçlü ve iyi savaşçı olması meselesi ise yeniçeri sistemini anımsatmakta bana kalırsa. Daha önceleri Elf olan Uruk'lar, kaçırılıp sistemli işkencelerden geçirilerek Uruk Hai'lere dönüştürülmüştür. Bu önceden Avrupalı olan fakat daha sonra Müslümanlaştırılarak askere alınan seçkin yeniçeri sınıfını hatırlatıyor. Evet yeniçeri ocağında türlü işkenceler değil eğitim vs vardır fakat yine de Avrupa'da anlatılan hikayeler ve onların bakış açısı, çocukların kaçırılması temelindedir. Bugün Türk çocukları kaçırılarak Hristiyanlaştırılıp asker yapılsa ve bize saldırtılsa, bu işlemi “Ama çok güzel eğitim veriyorlarmış aslında öyle çocuk kaçırma falan değilmiş.” diye anlatmazdık sanırım.

          Ayrıca Uruk'ların kullandıkları eğimli orak benzeri kılıç ise eğri Türk kılıcından esinlenme olabilir.
 
        Fakat tek esinlenilen unsurun Türkler olmadığına dair bir veri de, Uruk Hai askerleri içerisindeki berserker sınıfıdır. Berserkerler Kuzey Avrupa kültüründe bulunan acımasız, savaşçı askerlerdir. Düşmana genellikle zırhsız saldırırlar ve aldıkları bitkisel uyuşturucular nedeniyle yaralanmalardan etkilenmezlerdi. Aldıkları yaralara rağmen savaşmaya devam etmeleri düşmanları üzerinde psikolojik yıkıma sebep olurdu. Filmde Uruk berserkerleri de aynı mantıkla hareket ediyor. Düşmana öncü saldırıyı yapıp sersemletiyor ve arkadan gelen Uruklar'a avantaj sağlıyorlar. Tam burada Osmanlı ordusundaki deli sınıfının da aynı görevi hemen hemen aynı şekilde yaptığını belirterek Uruk Hai berserker figürünün bile Türk-Nord kırması bir figür olduğu ileri sürülebilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder