Patton modern savaş meydanlarının en şahsına münhasır liderlerinden biriydi şüphesiz. Döneminin en parlak askerlerinden olduğunu söylemek zor olsa bile, bir yıldız olduğu şüphe götürmez.
Sert bir askerdi. Emrindeki adamları kimi zaman ağladıkları için tokatlaması, fazla küfür etmesi kariyeri boyunca başına hep iş açtı. Normandiya sürecinde kızakta olmasına rağmen işler kızışınca yine ordularının başına döndü. Ardenler taarruzunda Rundstedt'i bozguna uğrattı ve felakete dönüşmek üzere olan Ardenler baskını atlatıldı.
(George S. Patton)
Kendisinin de söylediği gibi Rommel'in seviyesinde değildi. Bana göre Manstein yahut Guderian gibi komutanlar ile de aşık atamazdı. Başarılarını tükenmiş durumdaki Afrika'da bulunan Alman birlikleri, kendi kendisini yok etme potansiyeli olan İtalyan ordusu ve yine Ardenler Taarruzunda son atımlık kurşununu sıkan Almanlara karşı kazanmıştı. Yine de müttefik ordularının en parlak generaliydi. En azından savaş alanlarına o kılkuyruk İngiliz Montgomery'den daha çok yakışıyordu. Daha atılgan ve cesurdu. Alman hatlarının gerisine o kadar hızlı ilerliyordu ki, geride kalan birlikleri beklemesini sağlamak amacıyla ona petrol göndermediler. Verdiği kayıplar ise normalden fazla oluyordu. Hırslı ve cüretkar hamleleri fazla kayba yol açıyordu. Fakat sonuç alıcı bir general olması sebebiyle bu göz ardı edildi.
Küfür ve şiddetin yanı sıra bazen oldukça uçuk fikirleri ısrarla ve çekinmeden dile getiriyordu. Örneğin Amerikan Sherman tanklarının Alman Tigerlarına denk olduğunu iddia etmesi pek çok Amerikan tankçının hayatına mal oldu. Ayrıca savaştan sonra valilik yaptığı Alman şehirlerindeki Nazi geçmişi bilinen memurları görevden almaması çokça eleştirilmesine rağmen, bu eleştirilere “Ama işlerini iyi yapıyorlar” diyerek sakince cevap verdi. Kuşkusuz bunu yaparken Fransa'da elde ettiği başarılara güvenmekteydi.
Her fırsatta Anglosakson ve Almanların müttefik olması gerektiği, asıl düşmanın Sovyetler olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Hatta şüpheli ölümünden hemen önce Alman ordusunun kalanını müttefik olarak alıp Sovyetler Birliği'nin işgal edilmesi gerektiğini söylemişti. Amacı müttefik orduları Avrupa'dan çekilmeden önce Rusya'nın işini bitirmekti. Ölümü, bir savaşı daha kaldıramayacağını düşünen ve Patton'ın savaş çıkarma potansiyelinden korkan yetkililerin işi olabilir mi bilemiyoruz.
(Patton'ın kaza sonucu içerisinde hayatını kaybettiği araç. Araçta bulunanlardan sadece kendisi hayatını kaybetmiştir.)
Patton adı daha sonra ABD'nin ürettiği M sınıfı tanklara verildi. Hayatta olsaydı kendisi gibi tanklara sonuna kadar inanmış bir tankçıyı memnun eden bir jest olurdu herhalde.
(M serisi tankların sonuncusu ve en gelişmişi M 60 Patton. Soğuk Savaş süresince Abd ve NATO'nun ana muharebe tankı oldu. Daha sonra yerlerini M1 Abrams tanklarına bıraksalar da bugün hala Mısır, Türkiye ve İsrail ile birlikte birçok ülkenin envanterinde servistedir. Bunun dışında M46, M47 ve M48 Patton tankları da vardı.)
Ek olarak Patton, ABD ordusu için üretilen Model 1913 Cavalary Saber kılıcının da tasarımcısıdır. Bu kılıç Patton Saber diye de anılır.
Bitirirken Patton'ın kişiliğini ortaya koyan ve bazıları beni oldukça güldüren tespitlerinden örnekler vermek istiyorum.
- Arkamda bir Fransız tümeni olacağına önümde bir Alman ordusu olmasını tercih ederim. (O dönem müttefik olduğu Fransızlara karşı bakış açısını ortaya koyan bir açııklama)
- Bugün uygulanacak iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan daha iyidir.
- Savaştaki görevin ülken için ölmek değil, diğer namussuzların kendilerininki için ölmesini sağlamaktır.
- Trier'i 2 tümenle ele geçirdim. Ne yapayım yani? Geri mi vereyim? (Almanya'nın Trier kentini alabilmek için 4 tümen gerektiğini ve bu yüzden şehre taarruz etmeden yola devem etmesini söyleyen Eisenhower'a cevabı)
- Sabit tahkimatlar insanlığın aptallık anıtlarıdır. ( Durağan savunma sistemleri ve hatları üzerine söylediği söz. Katılmamak elde değil)
- Bir zamanlar, dangalağın teki ordunun yanlarının güvenli olması gerektiğini söylemiş. O günden beri dünyanın her yerindeki orospu çocukları ordularının yanlarını güven altına almaya çalışmış. Buna katılmıyorum. Benim ordumun yanları düşmanın düşünmesi gereken bir şey, benim değil. O benim yanlarımın yerini bulana kadar, ben o piçin gırtlağını çoktan kesmiş olurum. (Kanat güvenliği ile ilgili bu söyledikleri ise tedbirlilikten uzak cesaretini açıkça gösteriyor. Kızıl Ordu da en beklemediği anlarda ilerlerken kanatlarını boşlaması sonucu çok tehlikeli durumlara düşmüştü. Patton'ın şansı Alman ordularının kendisine karşı savaşırken hücum insiyatifini ve hava üstünlüğünü tamamen kaybetmiş olmasıdır. Yoksa kanat güvenliği hakkındaki bu düşünceleri Patton'ı çok zor durumlarda bırakabilirdi Alman taktisyenler karşısında.)
- Unutmayın! Benim burada olduğumdan haberiniz yok. Bundan ailenize yazdığınız mektuplarda asla bahsedilmeyecek. Dünyanın bana ne olduğunu bilmemesi gerek. Bu orduya komuta ediyor olmamam gerek. Şu anda İngiltere’de bile olmamam lazım. Bu gerçeği öğrenecek ilk piçlerin Almanlar olmasını sağlayın. Bir gün, o heriflerin sidikli döşeklerinden uyanıp şöyle inlemelerini istiyorum: “Yüce tanrım! Bunlar yine o lanet olası 3. Ordu ve lanet olası orospu çocuğu Patton.”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder