İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

İkinci Dünya Savaşından Seçtiğim Bazı Tank Modelleri

          İkinci Dünya Savaşı hakkında pek çok şey yazılabilir. Savaş sanatı ve savaş teknolojisi ile ilgilenen insanlar için sanırım öncelikli konular olarak savaş uçaklarının bildiğimiz anlamda su üstü savaş gemilerinin çağını kapatması   ( Bismarck, USS Iowa, Yamato vs) ve tankların altın çağını yaşaması sayılabilir.
        Gerçekten de Büyük Savaş’ta ilk kez görülmeye başlanan tanklar II.Dünya Savaşında belirleyici rol oynamıştır. Modelleri, yetenekleri, teknolojileri korkunç bir atılım yapmıştır. Günümüz modern tankları halen o dönemde ortaya çıkan modellerden esinlenmekte, o dönemde ortaya konan prensiplerin üzerine inşa edilmekteler.
         Dönem tanklarına bakıldığında şu iyi şu kötü gibi bir ayrım yapmak çok zor. Çünkü her modelin içerisinde çalışacağı savaş doktrini, kendisinden beklenen görev, yine bu görevi icra edeceği coğrafi koşullar birbirinden genellikle çok farklı.
         Örneğin yüksek teknoloji ve karmaşık mühendislik ürünü bir tiger tank, Rus tundralarında, üzerine top takılı bir at arabası seviyesindeki Rus T34’lerinden geri kalabilmiştir. Burada T34’ün çamurlu arazide gitmeye uygun tasarlanan geniş paletlerinin payı göz ardı edilemez.
         Ancak yine de birkaç göze batan modeli atlamadan kısaca üzerinde konuşabiliriz. Bunu Amerikan/müttefik, Sovyet ve Alman ayrımına tabi tutmadan sadece modeller üzerinden yapalım. 
Stug IV (Sturmgeschütz IV):  Stug 4 Alman ordusunda görkemli Tiger1 ve 2’ lerin, Panther tanklarının vs gölgesinde kalmış bir tanktır. Ancak özellikle Doğu cephesinde savaşmış bir çok Alman tankçıya sorulduğunda çok azı Stug’u diğerlerine değişir. Gerçekten de kolay üretimi, fazla bakım gerektirmemesi ve hatta kolay bakımı bunda ana etkendir. Tankın alçak profili hedefi otomatikman daraltır ve vurulma riskini çok aza indirir. Buna karşılık güçlü 75 mm’lik topuyla rakip tanklar için ölümcüldür. Üretim maliyetlerinin düşük olması savaş ekonomisi açısından da büyük artı sağlar. Gerçekten bakıldığında Stug serisinin Alman ordusunda fayda/maliyet dengesi en iyi durumda olan tank olduğu görülebilir. 
                                     (Stug IV yanda)image
Panzer IV (Panzerkampfwagen IV) :  Panzer IV’ler savaş içerisinde uğradığı değişim bakımından önemlidir. Başlangıçta geleneksel tank doktrinleri çerçevesinde piyade birliklerine destek amaçlı dağıtılan bu tanklar düşman tankların zırhlarını delebilmek için donatılmamışlardı. Ausf f1 modeli piyadeye karşı etkili HE (High Explosive) mermiler kullanan kısa namlulu bir topa sahipti. Sonraları ausf f2 modeli ile bu tanklara 75mm’lik top takıldı ve AP (armor piercing) mermiler kullanabilme olanağı sağlandı. Üretilen panter tankları ile değiştirilerek servisten çıkarılması öngörülmüşse de sağlam, güvenilir yapısı ve güçlü Mybach motoru sayesinde savaşın sonuna kadar üretimde ve serviste kalmaya devam etti. Savaştan sonra dahi Suriye gibi ülkeler tarafından kullanılmıştır. 
                                    (Panzer IV altta)image
Panther (Panzerkampfwagen V):  Alman tank modellerinde ilk defa kullanılan eğimli zırh özelliği, yüksek hızı ve manevra kabiliyeti ile birleşen ölümcül 75mm’lik yüksek tahrikli topu sayesinde sanırım II.Dünya Savaşı’nın en kullanışlı tankı tanımını kullansak ayıp etmiş olmayız. Henüz tam olarak geliştirme aşamasını tamamlamadan Doğu cephesindeki acil ihtiyacın karşılanması amacıyla cepheye sürüldüler. Bu bir çok Panterin düşmanla çatışmaya giremeden teknik problemler sebebiyle savaş dışı kalmasına neden oldu. Ayrıca karmaşık yapısı nedeniyle bakımları da zordu. Tüm bu sebeplerden ve çok sayıda üretilememesinden dolayı beklenen etkiyi gösteremediler. Savaştan sonra bazıları 1950’lere kadar Fransa gibi ülkelerin ordularında hizmet etmeye devam etmiş ve sonrasında Bulgaristan ve İsrail gibi ülkelere satılmıştır.
(Panther tankı, altta)
()image
Tiger 1 ( Panzerkampfwagen VI) : Almanların ağır sınıf tankıdır. Zırh eğimi teknolojisini bu tankta kullanmayan Almanlar, gövdesi neredeyse 90 derece dik olan tankın güvenliğini sağlayabilmek için önde 100 yanlarda ise 88 mm çelik zırh kullanmak zorunda kaldılar. Bu 60 tona yakın bir ağırlığa neden oldu ki tankın gövdesi ancak hidrolik sistemler ile hareket ettirilebiliyordu. Bu da daha çok teknik arıza demekti. Zaten savaşta düşman ateşi ile servis dışı kalan tiger sayısı çok azdır. Büyük çoğunluğu bu sistemlerdeki arızalar nedeniyle savaş dışı kalmış ve mürettebatı tarafından terk edilmiştir. Bunlara rağmen 88mm’lik ünlü Alman topu sayesinde bir tank katiline hatta bir efsaneye dönüştü. Fakat karmaşık yapısı yüzünden üretilmesi büyük maliyet ve zaman gerektiriyordu. Bu sebeplerden sadece 1300 civarı üretilebildi. ABD’nin savaşa 50 bine yakın Sherman soktuğunu, Rusya’nın bundan bile fazla T34’ü  üretip cepheye yolladığını düşünürsek tiger’ların karşılaştığı zorlukları anlamamız daha kolay olacaktır. 
                                    (Tiger 1 altta)
image
Tiger 2 ( Panzerkampfwagen VI Ausf. B ) : Kesinlikle savaşın ağır siklet şampiyonudur. Tiger 1 tankının zırh kalınlığı ve panther tankının zırh eğim özelliği bu tankta birleştirilmiştir. Kayıtlara bakılırsa savaşta düşman ateşi ile etkisiz hale gelmiş bir tiger 2 yoktur. Öylesine bir efsane haline geldi ki tanka ABD’liler King Tiger, İngilizler Royal Tiger, Almanlar Königstiger diye hitap etti. Almanlar bu heybetli tankı sadece savaşta değil, propaganda ve psikolojik baskı amacıyla da sık sık kullandı. Ön tarafında 180 mm çelikten olan zırhı ve 88 mm’lik büyük topuyla toplam ağırlığı 70 tonu bulmaktaydı. Sadece 492 adet üretilebildi.
                                  (Tiger 2 altta)
 image
T34 : Birçok otoriteye göre bir devrimdir. Ruslar bu tankta eğimli bir zırh kullanmışlardı. Bu daha ince zırh ile korunabilme ve daha fazla hafiflik yani hız demektir. Eğimli zırh gelen mermileri sektirebilmektedir. Bu gerçekleşmese bile 1 cm lik plakaya dik gelen merminin katedeceği yol 1 cm iken, 1 cm lik eğimli plakaya gelen mermi sekmeyip yoluna devam etse bile, katetmesi gereken yol 1cm’nin üzerinde olacak ve daha az etkili olabilecektir. Yine tank 76mm’lik topu ile Alman Panzer III ve IV’lere mutlak üstünlük sağlamıştır. Panther ve Tiger tankları cepheye gelene kadar da bu üstünlüğünü korumuştur. Ayrıca aşırı basit mühendisliği, neredeyse zırhlı bir at arabası basitliğindeki yapısı nedeniyle çok kolay üretilebilmektedir. Bu sayede sayı üstünlüğü ile kendisinden çok güçlü Alman tanklarına karşı savaşın genelinde galip gelmeyi başarmıştır. Yine bu basit tasarımı sayesinde sıradan bir köylü bile neredeyse bir kaç saatlik eğitim ile bu tanka binerek kullanabiliyordu. Bu sınırsız sayıda bir tankçı mürettebatı anlamına geliyordu.
                                        (T 34 yanda)image
M10 Wolverine :   Geleneksel doktrinleri uyarınca ABD ordusunda tankların işi piyadeye destek olmak, ağır ateş altında ilerleyemediği durumlarda onlara yol açmaktır. Bu nedenle düşman tanklarıyla çatışmaya girme işi tank imha edici araçlara bırakılmıştır. İşte M10 tam olarak bu işe yarar. Yüksek hızları ve güçlü toplarıyla özellikle Kuzey Afrika cephesinde başarılı da olmuşlardır. En büyük handikapları taretinin üstü açık olmasıdır. Bu içerisindeki mürettebatı korumasız bırakıyordu. Ağır olmaları sebebiyle daha sonra M18 Hellcat’ler üretildiyse de Amerikan ordusunun en önemli TD’si (Tank destroyer) olmaya devam ettiler. Daha sonraları Panther gibi tankların ortaya çıkmasıyla bunlara karşı etkili olamayan M10’lar M36 Jackson’larla değiştirilmiştir. 
                                      (M10 Wolverine altta) 
 image
M4 Sherman : Yüksek hız, kolay bakım, güvenilir motor, az arıza… M4 kısaca böyle tanımlanabilir. Tüm müttefik ordularında savaş boyunca kullanılmıştır. Birçok varyasyonu üretilmiştir. Aslında tank değil piyadeye destek amaçlı bir zırhlı araç olarak tasarlanmışsa da tank olarak adlandırılır. Üretim sayısı baz alınarak düşünüldüğünde pek yararlı olmadığı görülmektedir. Zira zırhı her türlü Alman tankı tarafından delinebiliyordu. Benzinle çalışan motor ve aracın iç aksamı alev almaya çok müsaitti. Tank aldığı en ufak hasarlarda bile bu sebeplerden tutuşup yanabiliyordu. Almanlar bu yüzden Sherman’a Tommy Tenceresi lakabını takmışlardı. Sonuç olarak bu tankın en önemli varyasyonu olan M4 Sherman topunun Alman tankları karşısında aşırı yetersiz kalması sonucu 17 pounder İngiliz  topu takılan Firefly modelidir. Bunlar birçok Alman tankına karşı ölümcül etki yaratmıştır. 
                                       (M4 Sherman altta) 
image

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder