İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

O Filmlerde Olur

             Uzay boşluğu yalnızca yıldızları ya da gezegenleri barındırmıyor.. Aynı zaman da körlemesine hareket eden milyarlarca gök cismi ile dolu. Meteorlar, kuyruklu yıldızlar, kayaç ya da buzul yapılar gibi pek çok hareketli kör kurşun etrafta dolaşıyor. 
              Bunlar çoğu zaman gezegenimize uğramadan yakınlardan geçip gidiyorlar. Daha küçük olanları her gün atmosferimize giriyor ve yere düşemeden atmosfer sürtünmesi sonucu ufalanıp kayboluyorlar. Tabi daha önce Yucatan bölgesine düşen ve dinozorların neslinin tükenmesine sebep olduğu düşünülen meteor gibi, dünyamızı teğet geçmedikleri durumlar da oluyor. Aynı şekilde Rusya’nın ıssız bölgelerinde yaşanan Tunguska olayı gibi örnekler de var. 
              Yine de henüz mavi gezegenimizi yok edebilecek ya da en azından insan varlığını tehlikeye düşürecek kadar büyük bir gök cismi ile bu güne kadar baş etmemiz gerekmedi. Peki gerekse ne olurdu? Öncelikle büyük biraderimiz Jüpiter bizi korurdu. Öylesine büyük bir çekim gücü var ki etrafındaki asteroit kuşağının dağılmasını önlüyor. Hatta yörüngesi dünyadan geçen bazı kuyruklu yıldızlar ve gök taşları bile çekim etkisine kapılarak ona çarpıyorlar. Ayrıca ikinci frenimiz Ay olurdu.  
             Peki yalnız başımıza kaldıysak? İşte o zaman durum pek iç açıcı değil. Bilirsiniz filmlerde bir ekip kendini feda eder, kuyruklu yıldıza uzay mekiği ile iner ve nükleer bombalarımızı yerleştirip meteoru havaya uçurur.. Lakin bunun gerçekte yapılması mümkün görünmüyor. 
             Hatta uzmanlar fırlatacağımız termonükleer silahlarımızla meteoru vurup parçalama fikrine bile sıcak bakmıyorlar. Zira zaman zaman uzay mekiklerinin ya da uyduların atmosferden çıkamadan patladıklarına dair haberler görüyoruz. Yani atmosfer dışına çıkmak güle oynaya yapılabilecek bir şey değil, tüm o inanılmaz ince hesaplamalara rağmen böyle şeyler yaşanabiliyor. Peki bunun yolladığımız nükleer başlıkların başına gelmeyeceğinin garantisi var mı? Uzmanlara göre bu silahların atmosferden çıkamadan parçalanıp dünyaya zarar verme olasılığı, meteoru vurup onu tehlike olmaktan çıkarma olasılığından daha fazlaymış… Can sıkıcı değil mi? 
               Zaten bugüne dek tasarladığımız en korkunç nükleer silah olan Tsar Bomb (Çar Bombası -100 MT gücünde tasarlanıp daha sonra nükleer tehlikelerden ürkülerek gücü 50 MT’ye düşürülmüş olan 27 ton ağırlığındaki hidrojen bombası-) bile büyük bir gök cismini yok etme kabiliyetinden uzak. Ki dediğimiz gibi meteor için üretilecek bundan daha güçlü silahların teknik hata sonucu dünyada patlaması sonuçları kötüleştirmekten başka işe yaramayacaktır. 
                Kısaca filmlerden görüp güvendiğimiz termonükleer güç temelsiz. NASA yeni teknolojiler konusunda çalışıyor ve takip edebildiğim kadarıyla kendilerine de oldukça güveniyorlar. Umarım insanlık bu küçücük gezegendeki küçücük meseleler yüzünden çatışmayı bırakır ve üzerinde yaşayabileceğimiz tek bir gezegenimiz olduğunu, tek bir insan ırkı olduğunu bir an önce idrak eder.

1 yorum: