İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Ağır Piyade - Phalanx Sistemi ve Örs Çekiç Taktiği

              Antik Çağ savaş meydanları günümüzden çok farklıydı. Aynı şekilde bu meydanlarda boy gösteren birimler de farklı ihtiyaçlara göre ve farklı malzemelerle donanmışlardı. Phalanx formasyonuna hayat veren hoplite birimi de bunlardan biridir. Basit anlamda dönemin ağır piyade sınıfıdır. Donanımlarının temelini geniş kalkanlar ve uzunluğu genelde 3 metre olan sarissa adlı mızraklar oluşturur. Makedon phalanxlarında bu uzunluk 5 metreyi bulabilmektedir. Sistemin işleyişi uzun mızraklı piyadelerin birbiri ile yan yana ve sıkı eş güdüm içerisinde savaşmasına dayanır. Arka arkaya saflar halinde dizilen askerler ile savaş sürdürülür. En öndeki askerlerin mızrakları ileri doğru iken, arka saflara gidildikçe mızraklar yukarı doğru kaldırılır. Bu önde savaşan askerlerin dengesini bozmamak ve ayrıca ok atışlarına karşı koruma sağlamak içindir. Ön safta düşen askerin yerine arka sıradan hemen yeni birinin geçip aynı eş güdüm ve başarıyı göstermesi gerekir. Yine bu askerler geniş kalkanlarıyla kendi vücudunun yarısını ve solundaki askerin yarısını korumaktadırlar. Bu tek vücut hali, birliğe ve dolayısıyla orduya tek bir kütle olarak eşsiz bir vuruş gücü kazandırır. Dezavantajı ise phalanx hatlarından bir bölümü kırıldığında ordunun dağılabilmesidir.
(Altta savaş düzeni almış bir phalanx birliği) 
image
                   Sayısız Antik Çağ savaş birimi içerisinde tarihin akışını en çok etkileyenler ile ilgili bir liste yapsak phalanx formasyonu ve hoplitelar kesinlikle bu listede yer alırdı. Phalanx sisteminin benzeri  olarak ağır Roma piyadelerinin kullandıkları saldırı siperi (kalkan duvarı) formasyonu gösterilebilir. Lakin Roma piyadesi çok daha elastik ve hareket kabiliyeti yüksek bir sınıftır. Menzilli atışlara karşı testudo gibi çok çeşitli formasyonlara girebilir ve ikincil silah olarak mızrak benzeri pillumlar kuşanabilir.
                    Phalanxın ortaya çıkışı genellikle Sparta uygarlığına dayandırılır. Fakat daha erken dönem Sümer yazıtlarında ve yine Yunan yarımadasındaki bazı kuşatmalarda phalanx benzeri formasyonların uygulandığı görülmüştür. Belki Sparta phalanx düzeni bu ön tecrübelerden faydalanılarak mükemmelleştirilmiş olabilir. Ki bunu ünlü,  filmlere de  konu olan Termopylae Savaşı’nda görebiliyoruz. Gerçi film ve anlatılar tabi ki gerçekleri tam olarak yansıtmıyor. Öncelikle dönem tarihçilerinin anlattığı milyonluk Pers ordusu iddiası o zamanın lojistik imkanları göz önüne alınırsa gerçek olamaz. Zaten tarih anlatımında efsaneleştirmek ve abartmak dönemin alışıldık tarzıdır. Film açısından baktığımızda da phalanx sisteminin mantığı doğru olmakla birlikte, kullanılan mızrakların daha uzun olması gerektiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında mantık doğrudur, phalanx hatları sayesinde kanatların güvende ve saldırıya kapalı olduğu durumlarda, düşmanın sayı üstünlüğü etkisiz kalabilecektir. 
(300 filminde phalanx düzeninin işlenişi)
image
                   Makedonya açısından ise İskender’in hepimizin Rome Total War oynarken kullandığı örs çekiç taktiğini de incelememiz gerekir. Ki İskender bu taktikle kendininkinden katlarca büyük orduları yenmeyi ve büyük bir imparatorluk kurmayı başarmıştır. Elbette stratejinin başarısı çok iyi yetişmiş süvarilere ve merkezde savaşan ağır piyade birliklerine dayanıyordu. Ana mantık, merkezdeki hoplite piyadelerinin düşmanı karşılaması ve cepheden oyalaması yani hareket kabiliyetlerini sıfırlaması üzerine kuruluydu. Daha sonra kanatlardan düşmanın arkasına sarkan süvari birlikleri beklemedikleri yönden saldırıp, ordunun bozguna uğramasını sağlıyordu. Bu sebeple piyade tutucu yani örs, bitirici darbeyi indiren hızlı birlikler ise çekiç benzetmesi ile anılır. Ayrıca İskender formasyonun bozulup dağılmaması için, örsü oluşturacak her phalanx hattını aynı aile üyelerinden seçmiştir. Bu sayede bağlılıkları artan birlikler daha az dağılma eğilimi göstermiştir. Üstelik dağınık biçimde saldıran ve çoğu profesyonel olmayan Asya ordularına karşı bu disiplinli sistem uzunca süre üstünlük sağlamıştır, ki sayesinde cepheden gelen süvari-piyade hücumlarının hepsi püskürtülebiliyordu. Temelleri savaş arabaları ve hafif piyadeye dayanan Orta Doğu ordularının uzunca süre çözüm üretemediği bir problemdi. 
  (Gaugamela Savaşı’nda taktiğe yeni bir yorum getiren İskender phalanx’larını düz bir hat olarak yerleştirmek yerine kademeli bir hat oluşturdu. Süvari ve hafif peltast birimleri ile kanada doğru açıldı, Pers süvarileri onları izledi. Daha sonra keskin bir dönüşle Pers hatlarında açılan gedikten doğrudan Darius’a saldırdı (Kimilerine göre dahice, kimilerine göre bir intihar saldırısıdır). Bu sırada peltast birimleri açılan Pers süvari kolunu oyalıyordu. Fakat bazı phalanxların kırılması sonucu İskender merkeze geri dönmek zorunda kaldı, aksi halde ordusunu kaybedecekti. Aşağıda iki ordunun savaşın gelişiminde izlediği manevralar görülmekte.          
image

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder