İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Barbar Türk İmajı

             Avrupalı ve Türk takımlarının maçları öncesi, yabancılar ile yapılan tarih konulu sohbetlerde laf illa dönüp dolaşıp bu barbar kavramına gelir. Bazen de kendimiz düşünürüz bu kadar millet kullanıyor bu kavramı acaba bu işin aslı astarı nedir diye. Tabi konduramayız da genel olarak.
              Bence bu, iki açıdan bakamama problemi ile ilgili bir durum. Yabancı kültürlerden, daha doğrusu Avrupa kültüründen insanların genelde şakayla karışık söyledikleri bir şey. Fakat ben buna karşı herhangi bir refleks geliştirmem. Türk insanının sorunu olduğunu düşünüyorum bu konunun, aşağılık kompleksi gibi bizim hakkımızda söylenen şeyleri çok umursuyoruz.
             ikinci sorunu da dediğim gibi karşıdakinin gözünden bakamama. Şimdi kendinizi Orta Çağ'da bir Avrupa şehrinin dehlizlerine sığınmış bir yaşlı, kadın ya da çocuk olarak hayal edin… Tüm Avrupa'nın konuştuğu dinsiz Türkler şehrinizin kapılarına dayanmış…
            Hatta öncesinde, yakınlarınızda bulunan bir şehir Türkler'in eline düştüğünde, sizin şehriniz de adeta her gece dedikodularda, sohbetlerde, kabuslarda Türkler'in eline geçmeye başlıyor. Korku ve Orta Çağ'ın puslu ortamında kulaktan kulağa, çoklukla abartılarak büyüyen söylentiler her ortamda anlatılıyor. “Türkler geliyor”, “Türkler kadın çocuk demeden insanları kesiyor” (ki ne yazık ki örnekleri vardır arkadaşlar hoşumuza gitmese de, tarih bizim Kara Murat filmleri gibi onlar şeytan biz melek olmuyor malesef). 
             Tüm bu söylenceler yayıla dursun bir gün gerçekten sefer haberi geliyor. Önce çok derinlerden üç davul sesi arka arkaya, giderek yaklaştıkça bir uğultu halinde diğer sesler, en son iyice yaklaştığında mehterin o psikolojik baskı unsuru sesi, en sonunda da Türklerin kendisi kapınıza dayanıyor.
              Şimdi düşünün tüm o mehter davulları, bağırtılar, savaş sesleri arasında, yerin altındaki dehlizlerde saklanan bir insan dışarıdaki Türk tipini nasıl hayal eder? Daha önceki bir yazımda da söylediğim gibi, Minas Tirith'i kuşatan orclardan farklı bir şey hayal etmezdim ben şahsen. 
             Bunun üstüne o yıllar boyunca perçinlenen Türklerin yenilmezlik efsanesi ortaya iyice insan üstü ve şeytani bir düşman tiplemesi çıkartıyor Avrupalılar için. Attila'dan Osmanlı'ya, Türk şeytanın ta kendisi oluyor. 
            Tabi bu söylencelere sebebiyet veren durumlar da mevcut. Özellikle başıbozuklar gibi disiplinsiz askeri birimlerin uygulamaları doğrudan etkili oluyor. Bunun dışında Otranto kuşatması sırasında ele geçirilen ve Müslüman olmayı kabul etmedikleri için idam edilen insanların cesetleri halen bölgenin manastırında sergilenir ve aziz ilan edilmişlerdir. Yani bizim savaşlarımız tertemiz diye bir şey yok. Keşke olsaydı. Fakat savaşın kendisi budur zaten, pistir. Her ulus için böyle. 
             Gel gelelim devşirme sistemi.. Tamam eğitim güzel hoş, aldık asker yaptık ya da devlete yerleştirdik diyoruz doğru. Fakat Avrupalı'nın gözünden bakın. Adamlar bizim küçük çocuklarımızı kaçırıp kaçırıp Hristiyan yapıp bize saldırtsa herhalde “Ama güzel eğitim veriyorlar yahu” demezdik. Bu işin şeytaniliğinden dem vurur dururduk.
              Bunların yanında büyük devlet olmanın da etkisi vardır bu nefretin oluşmasında. Diplomaside bile görürüz Osmanlı güçlü olduğu dönemde rakiplerini denk olarak görmeyi bırak, aşağılamaktan keyif almıştır adeta söylemleri ile. Bu da nefret yaratır haliyle. Kibirli bulur Avrupalı Osmanlı'yı ki kibir onların dini inanışlarında şeytani bir özelliktir.. Misal Macar tahtına karışır, falanca ülkede kimin taç giyeceğine karışır. İşte bugün de Abd'den bu sebepten nefret ediliyor.
            Velhasıl, Dünya'yı titreten birkaç akın çağı yaşanmıştır. Örneğin Viking-Norman istilaları, Hun (Türk), Moğol ve en son yine Türk istilaları. Diğerlerinin hepsinin çok kanlı olduğu konusunda hem fikiriz. Yok Osmanlı onlar gibi değil, bütün işi Kara Murat Fatihin Fedaisi modunda sıfır kan, baskı ve katliamla yaptı diyorsanız eyvallah.
           Son olarak Orta Çağ ortamının etkisinin altını yine çizmek istiyorum. Modern zamanların istila hareketleri ya Avrupa'yı hedef almadı ( İngiltere sömürge faaliyetlerini Avrupa dışında sürdürdü, Avrupa halkları bundan direkt etkilenmedi) ya da enformasyon ve eğitim gelişmiş düzeye ulaştığından artık kulaktan kulağa yayılan efsane ve söylencelerle yaratılan şeytani canavar düşman kavramının etkisi azaldı. 
NOT: Bu konuda merak sahibi olanlara Özlem Kumrular'ın, Türk Korkusu kitabını öneririm. Dönem kaynakları ve yine çağdaş insanların aktarımları ile Avrupa'da turkofobia'nın nasıl oluştuğu ile ilgili bilgiler bulabilirsiniz. Ayrıca dönem çizimlerine, dönem insanlarının sözlerine göz atmanızda fayda var. Gerçekten çok derin bir nefret görülebilir oralarda. Zira daha dün Napolyon tarafından alınan Viyana'da hala Türk kuşatmasının izlerinin korunması, bunun bir göstergesidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder