İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Kayıp Lejyonlar

            Tarih büyük imparatorlukların çağlar boyu anlatılan zaferleri ve yenilgileri ile doludur. Fakat bazı yenilgiler öyle trajedilere ve travmalara dönüşür ki, bastırılır ve unutulurlar. Dönemin süper gücü ve dünya tarihinin gerçek imparatorluğu Roma için de Teutoburg Faciası böyledir. Öyle ki, bu olayın merkezinde yer alan lejyonlara ait XVII, XVIII, XIX numaraları bir daha asla kullanılmadı. Roma ordusunu oluşturan 28 lejyonun sayısı 25'e indirildi. Ölümüne dek bu lejyonların yasını tutan İmparator Augustus bir daha saçını ve sakalını kesmedi.  
             Roma daha önce de yenilgiler görmüştü. Örneğin Roma'nın en güçlü insanlarından olan Crassus'un Orta Doğu'da Partlar tarafından öldürülmesi gibi büyük olaylar yaşanmıştı. Fakat hiçbiri Teutoburg kadar derin izler bırakmadı. Bunda bu kaybın yaşandığı dönemin Roma askeri gücünün zirvesi olması herhalde etkilidir. 
             Roma İmparatorluğu ve Cermen kabileleri arasındaki bu savaşın gerisinde dikkate değer bir süreç vardır. Galya'nın Roma tarafından istila edilip eyalet haline getirilmesi ve Romalılaşmasının ardından, imparatorluk gözünü Ren Nehri'nin doğusuna çevirdi. Julius Caesar'ın hazırlık harekatlarını takiben, Germania'nın tam hakimiyet altına alınması için hazırlanan Roma ordusu Drusus'un komutasında bölgeye girdi ve önemli toprak kazanımları oldu. Drusus'un atından düşerek ölmesinin ardından komutayı devralan Tiberius kabileler ile savaşmayı sürdürdü. Kuzey'e yönelip kalan bölgelerin fethini tamamladı. Bu dönemde Elbe Nehri doğal sınır haline gelmişti ve geride ayakta kalmayı başarabilmiş Marcomanni Cermenleri kalmıştı. İmparatorluk devasa bir ordu toplayarak bu son krallığı da ele geçirmek için hazırlıklar yapsa da, çıkan bazı isyanlar sebebiyle harekat yapılamadı. 
            Romalılar Galya'da olduğu gibi Germania'da da bayındırlık işlerine ağırlık verdiler. Bölgede kurulan tahkimatlar, kaleler, köprüler yerli Cermenlerin sempatisini kazanmaya başlamıştı. Roma yatırımları bölgeye fayda sağlıyordu. Lakin daha sonra bölgeye atanan ve daha önce görev yaptığı eyaletlerde de sevilmeyen Varus döneminde işler değişmeye başladı. Bu dönemde Cermen kabilelerinin büyük bir komplo ve isyan hazırlığında olduğuna dair istihbaratlar dikkate alınmadı. Bölgedeki güçlü Roma askeri varlığına karşı bir isyan girişimi olabileceğine inanılmıyordu. Üstelik bu komplonun lideri olduğu öne sürülen Arminius Roma bürokrasisinde yer edinmiş, hatta vatandaşlık kazanmış bir isimdi ve güvenilir bulunuyordu. 
         Sonraları Varus 20 binin üzerinde askerden ve yardımcı birliklerden oluşan 3 lejyonu ile sefere çıktı. Bu güvenlik amaçlı bir asayiş seferiydi. Sefer sırasında Arminius da danışman ve rehber olarak Roma ordusu ile birlikte bulunuyordu. Bu sırada planlanan sefer güzergahının dışında küçük bir yerel isyan çıktığı haberi ulaştı. Bu Arminius ve diğer Cermenlerin planının bir parçasıydı. Amaç lejyonları normal formasyonlarında savaşamayacakları dar geçitlere sürmekti. O alanda, lejyonları pusuya düşürmeyi bekleyen ve çeşitli Cermen kabilelerinden oluşan birleşik bir kuvvet bekliyordu. Hava şartları ve fırtına yürüyüşü iyice zorlaştırmış, lejyonların düzeni tamamen bozulmuştu. 
         Cermen saldırısı bu aşamada başladı. tepelerden yapılan ok ve mızrak atışları büyük kayıplara neden oldu. Savaş düzeni oluşturamayan Romalılar düşman kendilerine göre daha kötü silahlanmış olmasına rağmen ağırlıklarını yakarak geri çekilmek zorunda kaldı. Bu doğru bir karardı aksi halde kesin bir imha söz konusu olacaktı. Lakin geri çekilme de kurtuluşu getirmedi. Cermenler takibi bırakmıyor ve sürekli vur kaçlarla Romalılara kayıp verdiriyorlardı. Bu takip Romalıları ikinci pusuya kadar sürükledi. Çok dar olan bu geçidin bir tarafında Cermenlerin bir duvarla tahkim ettikleri tepe, diğer yanında bataklık bulunuyordu. Gerçek kıyım burada yaşandı. Varus'un da içerisinde bulunduğu subaylar barbarların eline geçmemek için intihar ettiler. Bu durum Roma hatlarında morallerin tamamen çökmesine ve birliklerin dağılmasına neden oldu. Ele geçirilen Romalılara yapılan işkenceler korkunçtu. Olayın başlangıcından bitişine 20 binin üzerinde Romalı öldürüldü. 
(İki taraftan saldırıya uğrayan ve alçakta olan lejyonlar zor duruma düşmüştü)
           Ayrıca lejyonların armaları olan ve sancaklarında bulunan kartallar da düşmanın eline geçti. Bu çok büyük bir utançtı. Bu armalar daha sonraki seferlerde tekrar ele geçirildi. Lakin lejyon numaraları tarihten silindi ve asla bir daha herhangi bir lejyona bu numaralar verilmedi. Zaferi takiben Cermenler Ren Nehri'nin doğusunda Roma'ya dair tüm tahkimleri yakıp yıktılar. Roma'nın Germania ilerleyişi durdu ve Ren Nehri tekrar doğal sınır haline geldi. 
(Roma lejyonlarını temsil eden bu sancaklarda lejyonun numarası, lejyonu temsil eden hayvanın resmi ve lejyonun adı bulunurdu. Ayrıca sancağın üstünde oyma bir kartal figürü olurdu.)
        Herhalde bu savaşı Roma kazansa ve Germania'nın işgali başarıya ulaşsa dünya tarihi çok farklı ilerlerdi. Britanya Keltlerin kalmaya devam eder, belki Kavimler Göçü yaşanmaz, Hunlar Roma'ya yürüyemezdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder