İzleyiciler

10 Eylül 2015 Perşembe

Savunma Yapıları/Famagusta Kalesi Gezim

                 Zamanında en çok görmek istediğim savunma yapılarından olan Magosa Kalesini ve surlarını gezip fotoğraflarını çekmiştim. Aynı Rodos surları gibi ünü tüm Avrupa’ya yayılmış olan bu yapı gerçekten çok etkileyiciydi. Ben de kendi çektiğim resimleri de kullanarak bu kale ile ilgili birkaç şey yazmak istedim. Arada parantezler açıp fotoğraflar ile ilgili bilgiler vereceğim. 
(Kalenin en güçlü burçlarından biri, hemen önündeki limana tamamıyla hakim. Merdivenler ve yapının kendisi gerçekten çok yüksek. Önünde duran ve turistlerce genellikle lahit (mezar) sanılan beyaz şey ise kale burcundaki topların kullandığı cephanenin saklanmasına yarayan bir bölmedir.) 
image
               Leh diplomat Joannes Dantiscus Kıbrıs üzerinde beliren Türk tehdidinin Venedikliler üzerinde yarattığı etkiyi anlatırken Famagusta Kalesinden de söz ediyor ve bunu mektubunda “Venedikliler Kıbrıs konusunda tedirgin, fakat Famagusta kentine güveniyorlar ve Rodos’tan daha müstahkem olduğunu söylüyorlar” şeklinde aktarıyor.
(Kalenin savunmasında kullanılmış Venedik toplarından biri. Topun üzerindeki Venedik arması ve Latince yazılar halen seçilebiliyordu. Ağızdan barut ve mermiyle doldurulan bu top hemen ortada görülen deliğe kızgın bir demir değdirilip barutun ateş alması sağlanarak kullanılırdı)  
image
              Gerçekten de bu kale 200 bin askerden oluşan Türk kuşatmasına 8500 asker ile 1 yıldan fazla dayanarak Dantiscus’u ve Venediklileri haklı çıkarmıştır. Üstelik kale herhangi bir taarruz ile alınmamış, bir bombardıman sonucu cephanesi tamamen tükendiği için teslim olmuştur.  Üstelik bu kalenin teslim olmasına değin süren kuşatma Osmanlı ordusuna 50 bin asker kaybına mal olmuştur. Her ne kadar anlaşmada kale komutanı ve diğerlerinin ülkelerine dönmelerine izin verileceği kararlaştırılmışsa da kale teslim olduktan sonra komutanı ve beraberindekiler öldürülmüştür. Hatta kale komutanı Bragadin’e derisinde kesikler açılıp burnu kesildikten sonra tuz taşıtıldığı söylenir. Sonuçta Bragadin'in yüzüldükten sonra içine saman doldurulan derisi savaş ganimetleri ile birlikte İstanbul tersanesine getirilir.
(Çok büyük ve dayanıklı taşlardan örülmüş uzun ve çok yüksek surlar ile arada kalan derin hendek görülüyor. Kale kullanımdayken bu hendek su ile doluydu.)
image
               Kalenin yapısından da bahsedelim. Şehri çevreleyen surlar ilkin Lüzinyan döneminde (1190-1400 arası dönem) inşa edilmişse de bu mevzileri iyice güçlendirip bugünkü haline getiren, adanın Lüzinyanlardan sonraki hakimi Venediklilerdir. Toplamı 3 km’yi bulan surların yüksekliği kimi yerlerde 18-20 metreyi buluyor. Üstelik o günlerde bu kalenin etrafının su dolu hendekler ile çevrili olduğunu da unutmamak gerek. 
(Kalenin önemli giriş kapılarından biri. Su dolu hendeği geçmeye yarayan köprü ve kale kapısının kapatılmasına yarayan zincir sisteminin yuvası kapı üzerinde görülebiliyor. Fotoğraflarda tam olarak anlaşılamasa da yükseklik oldukça fazla, köprü korkulukları ortalama bir insanın göğüs hizasına yaklaşıyor oradan hesaplanabilir. Aşılması zor bir kale.)
image
              Bu uzun surların bünyesinde çok tanıdık bir isim de göze çarpar, Othello Kalesi! Evet Shakespeare’in ünlü tragedyası adada devam eden İngiliz hakimiyeti sürecinde bu yapıya adını vermiştir. Yine Lüzinyanlarca yapılan bu yapıya son halini verip, onu bir Orta Çağ kalesine dönüştüren Venediklilerdir ve armaları hala kale surlarında durmaktadır. Ayrıca bir dönem adayı ziyaret eden Leonardo Da Vinci’nin kalenin güçlendirilmesi ve savunma önlemleri için Venediklilere tavsiyede bulunduğu rivayet edilir. Bu kale esas kale alanının giriş kapılarından biri üzerinde yer alır. 
(Othello Kalesi burçlarından birinin üstündeki Venedik arması)
image
             Kale düştükten sonra şehir içindeki muhteşem yapılardan biri olan St. Nikolas Katedrali camiye dönüştürülmüştür. Lüzinyan eseri olan bu katedral gerçekten tüm Akdeniz'deki en güzel gotik yapılardan birisidir. Lüzinyan kralları bu katedralde Kudüs kralı olarak taç giyerlerdi. Fetihten sonra mimari yapıya tam uymayan bir minare eklenerek camiye çevrilen bu yapıya günümüzde adayı fetheden Lala Mustafa Paşa'nın ismi verilmiştir ve 1571'den beri cami olarak kullanılmaktadır. 
(St.Nikolas Katedrali - Lala Mustafa Paşa Camii)
image
(St.Nikolas Katedrali - Lala Mustafa Paşa Camii) 
image

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder